Araştırma Projesi: Yabancıların Türk Emek Piyasalarındaki Yerini Nasıl Değerlendirmeli: Bölüm 2

Bölüm 2: Türkiye'de Yabancıların İstihdamı: Yoğunlaştıkları Sektörler ve Çalışma Koşulları

Yazar: Ozan Önel - Zeynep Korkmaz

Araştırma Projesi: Yabancıların Türk Emek Piyasalarındaki Yerini Nasıl Değerlendirmeli: Bölüm 2

Bölüm 2: Türkiye’de Yabancıların İstihdamı: Yoğunlaştıkları Sektörler ve Çalışma Koşulları

ÖZET

Bu makale, Kamu Politikası, Devlet Yönetimi ve Toplumsal Gelişim Merkezi (KAPDEM) tarafından hazırlanan; ‘Yabancıların Türk Emek Piyasalarındaki Yeri’ konulu bir araştırma projesinin ikinci bölümündeki araştırma soruları, bulgular ve sonuçların genel bir değerlendirmesini içermektedir. Bu özel araştırma kapsamında yabancıların kayıtlı ya da kayıt dışı yollarla Türk emek piyasalarına katılımı, yoğunlaştıkları sektörler, çalışma koşulları ve iş dinamikleri incelenmektedir. Araştırmanın temel amacı; yabancıların kayıtlı ya da kayıt dışı yollarla Türk emek piyasalarına katılımının genel bir tablosunu çizebilmektedir. KAPDEM tarafından bir proje kapsamında yapılan bu araştırmanın ilgili kısımları kamuoyu ile bir seri yazı dizisi ile paylaşılmaktadır. 2025 Mart ayında yayınlanan serinin birinci bölümünde KAPDEM tarafından yabacıların Türk emek piyasalarındaki görünümünün genel bir tespiti yapılmış ve neden böyle bir çalışmaya ihtiyaç duyulduğu detaylı bir şekilde açıklanmıştır.[1]  Araştırma kapsamında yayınlanan özel yazı serisinin bu ikinci bölümünde ise yabancıların emek piyasalarına katılımına ilişkin genel çerçeve ve sahadaki görünüm ortaya konmuştur. Türkiye’deki yabancıların, mültecilerin yoğunlaştığı istihdam sektörleri ve çalışma koşulları analiz edilmiştir. Türkiye’nin bazı sektörlerde yabancı emeğine ihtiyaç duyması ve hatta sektörlerin yabancı işgücüne bağımlı hale gelmesinin derin iktisadi ve toplumsal sebepleri bulunmaktadır. Tartışmaların bir ucunda artan yabancı emeğinin Türk işçilerini işveren tarafından dayatılan çalışma koşullarına boyun eğmeye de mecbur bırakmasına dair eleştiriler bulunmaktadır. Diğer uçta ise yabancı emek istihdamının getirdiği avantajlar, ekonominin sürdürülebilirliği için olmqzsa olmaz olduğu savları sıralanmaktadır.    Elbette farklı sektörlerin ihtiyaç duyduğu vasıflı ya da vasıfsız iş gücünün bir kısmı yabancılardan temin edilebilir. Ancak, devletin istihdam, eğitim ve üretim alanlarında etkili ve verimli kamu politikaları üretebilmesi için öncellikle yabancı istihdamına yönelik sağlıklı veri setlerinin derlenmesi ve güncel çalışmaların yapılması gerekmektedir. Bu sayede sürdürülebilir zeminde bir kalkınma politikasının şekillenmesine de zemin hazırlanacaktır. Bu makale bu şekilde kamu politikalarına katkı vermeyi amaçlamaktadır.

Araştırma Projesi: Yabancıların Türk Emek Piyasalarındaki Yerini Nasıl Değerlendirmeli: Bölüm 2

Bölüm 2: Türkiye’de Yabancıların İstihdamı: Yoğunlaştıkları Sektörler ve Çalışma Koşulları

1.Giriş

Türkiye, dünyadaki en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yaparak çok sayıda geçici koruma altındaki Suriyeli ve diğer uyruklardan gelen mültecileri barındırmaktadır. Türkiye’de geçici koruma altında bulunan Suriyelilerin yanı sıra, Afrika’nın çeşitli ülkelerinden, Afganistan, Irak ve İran’dan gelen mülteci ve sığınmacılar da mevcuttur. Göç olgusu insani bir mesele olmasının ötesinde, toplumsal ve ekonomik alanlarda da önemli etkiler yaratmaktadır. Göç kavramı, ulusal ve uluslararası düzeyde iş birliği mekanizmalarının geliştirilmesini ve stratejik politikaların oluşturulmasını zorunlu kılmaktadır. Bu büyük nüfus hareketliliği, sığınmacı ve mültecilerin Türkiye’deki istihdam yapısında önemli bir rol oynamasına neden olmuştur. Türkiye’de bulunan geçici koruma, uluslararası koruma altında bulunan yabancıların, Türk iş piyasasında vasıfsız iş gücü için bir arz potansiyeli oluşturduğu gerçeği yadsınamaz.

Bu makalede, sığınmacı ve mültecilerin ağırlıklı olarak çalıştıkları sektörler ve karşılaştıkları çalışma koşulları çeşitli veriler ışığında ele alınacaktır. Söz konusu verilerin bir kısmı güncel olarak hazırlanmış, diğer bir kısmı ise önceki yıllarda yapılan çalışmalardan elde edilmiştir. Önceki yıllarda yapılan incelemeler günümüzdeki durumu değerlendirmek adına yardımcı olmaktadır. Ancak Türkiye’de yabancıların Türk emek piyasasına katılımına ve çalışma koşullarına dair ayrıntılı ve çok yönlü güncel bir çalışma yapılması gerektiği de ortadadır. Yabancıların bazı sektörlerin dinamosu olduğuna yönelik yaygın bir kanaat bulunmaktadır. Hazır giyim, tekstil, tarım, inşaat, nakliye ve hayvancılık gibi sektörlerdeki yabancı istihdamının oranının ve niteliğinin anlaşılması, Türkiye Cumhuriyeti’nin bu sektörlere dair geliştireceği politikaları ve uygulamaları da ilgilendirmektedir. Bu sebeple KAPDEM için kaleme alınan yazı serisinin ikinci bölümünde farklı alanlardaki ve sektörlerdeki yabancı istihdamının genel bir tablosu çizilmiştir. Bu genel tablo içerisinde yabancıların karşılaştığı zorluklar, çalışma koşulları ve istihdamın niteliğine ait genel bilgilere de yer verilmiştir.

2.Yabancı İstihdamının Genel Görünümü

Türkiye’de yabancılar ekseriyetle kayıt dışı çalışmaktadırlar. Kayıt dışı istihdamın yaygın olduğu sektörlerde sığınmacı ve uluslararası geçici koruma statüsü altındaki yabancı emeğine yönelik büyük bir talep bulunmaktadır. Bu nedenle, sığınmacı ve mültecilerin yüksek kayıt dışı istihdam oranlarıyla öne çıkan hazır giyim ve tekstil, tarım, nakliye, hayvancılık, inşaat ve imalat sektörlerinde yoğun biçimde çalıştığı söylenebilir. Türkiye’de emek piyasasındaki yabancıların istihdamını incelerken Suriyelileri ve diğer yabancıları ayrı başlıklar altında ele almak daha doğru olacaktır. Nitekim Suriyelerin diğer tüm yabancılardan daha kalabalık olması ayrı bir toplumsal grup olarak incelenmelerini zorunlu hale getirmiştir.

a) Suriyeliler

Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü tarafından hazırlanan ve mültecilere yönelik kuruluşlar arası koordinasyonu ele alan Bölgesel Mülteci ve Dayanıklılık Planı Türkiye Ülke Bölümü 2023-2025 raporuna göre; Türkiye’de “geçici koruma” kapsamındaki Suriyeli sığınmacıların istihdama katılım oranı %44 (%81 erkek, %14 kadın) iken, aktif istihdamda olduğu kabul edilen 1 milyon sığınmacının yaklaşık %10’unun kayıtlı olarak istihdam edildiği belirtilmiştir.[2] Görüldüğü üzere Türkiye’deki yabancıların ekseriyeti kayıt dışı istihdamın bir parçası olarak yaşamlarına devam etmektedir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı henüz 2024 yılının yabancı çalışma izni verilerini yayınlamamıştır. Ancak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2023 istatistiklerine göre yabancılara verilen çalışma izni sayısı 239.835 olmuştur.[3] Ayrıca yine aynı verilere göre 2023 yılında toplam 329.066 izin verilmiş, bunların 239.835’ini (%72,9) çalışma izni, 76.707’sini (%23,3) mevsimlik tarım ve hayvancılık işlerinde çalışacak olan yabancılara verilen çalışma izni muafiyet bilgi formu, 12.090’ını (%3,7) çalışma izni muafiyeti, 434’ünü (%0,1) serbest bölgelerde çalışacak yabancılara ilişkinin düzenlenen çalışma izni oluşturulmuştur. [4]2023 yılı itibariyle çalışma izni alanların büyük kısmı Suriyelidir. 113.208 Suriyeliye çalışma izni verilmiştir.[5]

Yabancıların Türk işgücü piyasasına katılımı, emek piyasasındaki kayıt dışı istihdam oranları vasıtasıyla da takip edilebilmektedir. Ancak emek piyasasındaki kayıt dışı istihdam oranının artışındaki tek sebep sığınmacıların katılımı değildir. Türkiye’de kayıt dışı ekonomide gözlemlenen artışın diğer sebepleri ise küçük, orta ölçekli şirketlerin ağır vergi yükü, iktisadi krizler, rekabete karşı direnebilme isteği vb. olarak sıralanabilir.[6] Bir başka çalışmada, Türkiye’de kayıt dışı istihdamın yaygınlaşmasında 2011 yılından sonra kitlesel olarak Suriye’den Türkiye’ye yönelen göç hareketlerinin, ayrıca Türkiye’nin komşusu olan diğer ülkelerde savaş, çatışma, zulüm, insan hakları ihlali gibi zorunlu sebeplerle Türkiye’ye yönelen düzensiz göç hareketlerinin etkili olduğu belirtilmiştir.[7]

Yabancı işgücünün sektörel dağılımına ilişkin verilerin doğruluğu ve düzenliliği maalesef büyük bir sorun teşkil etmektedir. Ozan Önel ve Zeynep Korkmaz tarafından KAPDEM için kaleme alınan bir çalışmada da belirtildiği üzere, Türkiye’de kamu kurumları dahi yabancılara dair sağlıklı bir veri setine sahip değildir.[8] Başka bir ihtimal ise kamu kurumları sağlıklı veri setlerine sahip olsalar bile genellikle bu veri setlerinin kamuoyu ile paylaşımı oldukça sınırlıdır. Bu durum ise yabancıların emek piyasalarına katılımlarına dair yorum yapılmasını zorlaştırmaktadır. Yine de çeşitli açık kaynaklardan elde edilen bilgiler çerçevesinde genel bir tablo ortaya konulabilir. Luis Pinedo Caro’nun 2020 yılında Türkiye İstatistik Kurumu Hane Halkı İşgücü İstatistikleri (HHİA) 2017 yılı verilerine göre yaptığı çalışmaya göre Suriyeli emek gücünün sektörel dağılımı şöyle sıralanabilir: imalat (%48,2), ticaret ve konaklama (%17,7), inşaat (%13,2), tarım (%7,8), diğer hizmetler (%6,3), eğitim (% 2,7), iş faaliyetleri (% 1,6), ulaşım ve iletişim ( %1,4) ve sağlık (% 1,1).[9]   Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından yayımlanan bir rapora göre Suriyelerin sektörel dağılımı şu şekildedir: tekstil (%30,4), inşaat (%19,1), imalat (%16,3), tarım (%7,5), girişimcilik (%6,4), hizmet (%5,7), diğer %(14,5).[10] Yukarıda dile getirilen raporlarda yer alan sektörlerin yanı sıra çeşitli sektörlerde geçici/mevsimlik çalışanlar; ayrıca ev hizmetleri, seyyar satıcılık, çöp toplama, çiftlik işçisi, çoban, çocuk ya da yaşlı bakıcısı olarak çalışan Suriyeliler de bulunmaktadır.[11]

TİSK tarafından yabancıların istihdamına yönelik düzenlenen en son rapor Şubat 2020 tarihlidir. Ancak 2025 itibariyle de Suriyelerin sektörel istihdam oranlarında ciddi bir değişim olmadığı söylenebilir. Suriyelilerin ekseriyetle imalat, inşaat, ticaret ve tarım sektörlerinde çalışıyor olduğu gerçeği bugün de geçerli gibi görünmektedir. Tekstil, giyim, deri ve ayakkabı sektörleri neredeyse üç Suriyeliden birine iş sunmaktadır.[12]  Kayıt dışı çalışan Suriyelilerin büyük bir kısmının geçici barınma merkezilerinin (kampların) dışında kentsel bölgelerde yaşayan kişiler olduğu da rahatlıkla ifade edilebilir. Zaten Suriyelilerin büyük bir kısmı Türkiye tarafından kurulan kampların dışında yaşamaktadır. Yapılan pek çok çalışmada, tüm yaşamsal ihtiyaçları devlet tarafından karşılanarak kamplarda kalan Suriyeli sığınmacıların %30’dan fazlasının ilgili mercilerden izin alarak iş saatleri içinde (gündüz) dışarıda çalıştıkları ortaya konulmuştur.[13]

Mayıs 2023 itibariyle Türkiye’de çalışma hayatında yaklaşık bir milyon Suriyelinin yer aldığı, ancak Suriyelilerin ancak altmış bin kadarının çalışma iznine sahip olduğu tahmin edilmekteydi.[14] Suriyelilerin büyük bir kısmının İstanbul’da (%46) çalıştığı söylenebilir. Kalan bölümün %9’unun Adana, %9’unun Bursa’da, %7’sinin Gaziantep, %5’inin Hatay, %4’ünün Konya, %3’ünün Şanlıurfa, %3’ünün İzmir’de ve %14’ünün diğer illerde istihdamın içinde olduğu belirtilmiştir.[15]

Sığınmacıların çalışma hayatına katılımı noktasında kadınların oldukça dezavantajlı olduğu söylenebilir. İş gücü piyasasına katılımları oldukça düşük olan kadın sığınmacılar, istihdamda yer bulamamakta dolayısıyla dilencilik, temizlik, ev işleri, çocuk bakıcılığı gibi emek yoğun sektörlerde günübirlik işlerde çalışmak zorunda kalmaktadırlar.[16] 2020 yılında yapılan bir araştırmaya göre 15-64 yaş arası Suriyeli sığınmacı nüfusta erkeklerin %71’i çalışmakta iken maalesef bu oran Suriyeli kadınlarda %11,2 olarak ölçülmüştür.[17] Suriye nüfusundaki yüksek doğurganlık hızı ve ailelerin çok sayıda çocuk sahibi olması, kadınların emek piyasasına katılma oranlarını oldukça düşürmektedir. Ayrıca Suriye toplumunun kültürel yapısından kaynaklanan bazı engeller, kadınların emek piyasasına katılmasını da olumsuz etkilemektedir. Kadın istihdamının düşük olmasında kültürel etkenlerin payı yadsınamaz; ancak mevcut çalışma koşullarının da bu durumu pekiştirdiği söylenebilir. Kayıt dışı istihdam, uzun vadede kadınları iş hayatından uzaklaştıran bir faktör olarak öne çıkarken, Suriyeli mültecilerin yoğun olarak çalıştığı sektörlerdeki uzun çalışma saatleri, kadınların iş ve özel yaşam dengesini sağlamasını zorlaştırmaktadır.

Bağımsız işyeri açan uluslararası geçici koruma statüsüne tabi esnaf ve zanaatkârlar da bulunmaktadır; özellikle lokanta, tatlıcı, pastane, hazır giyim, berber, kahvehane, kuyumculuk gibi.[18] Suriyelilerin %53’ünün yerel bir işverenin yanında çalıştığı tespit edilmiştir. Öte yandan Suriyelerin %17’si Suriyeli bir işverenin yanında istihdam edilirken diğer bir %17’lik kesimin ise serbest meslek erbabı olduğu düşünülmektedir.[19] Caro tarafından yapılan bir araştırmaya göre, 2017 yılı itibariyle, Suriyelilerin işverenlerinin yanında Türklerden 4,4 yıl daha az çalıştığı tespit edilmiştir.[20] Bu istatistik, Suriyelilerin Türklere nispeten daha sık iş değiştirdiğini göstermesi bakımından çarpıcıdır.

Suriye İç Savaşı’nın hemen başında Türkiye’ye göç eden vasıflı veya eğitimli Suriyelilerin büyük bir kısmı Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Kanada, Almanya, İngiltere ve Avrupa Birliği’nin diğer ülkelerine göç etmiştir. Türkiye’deki doktor, avukat, mühendis, öğretmen, akademisyen vb. profesyonel meslek sahibi olan sığınmacıların ise kendi mesleklerini icra edip edemedikleri, bu konudaki istatistiki bilgi eksikliğinden dolayı bilinmemektedir.[21] Kabaca tüm Suriyeli çalışanların %10’unun  yükseköğrenim diplomasına sahip olduğu tahmin edilmektedir.[22] Eğitimli Suriyelilerin ise yaklaşık olarak % 29’unun profesyonel kategoride iş bulabildiği belirtilmektedir.[23] Üniversite veya daha yüksek seviyede eğitim almış Suriyelilerin Türkiye’de iş bulmakta diğer eğitim seviyelerindeki Suriyelilere kıyasla daha zorlandığı düşünülmektedir. [24]

Çocuk işçilik, maalesef Suriyeli sığınmacılar arasında çok yaygındır. Türkiye’de 2023 yılı Ocak ayı verilerine göre 1.372.792 sığınmacı çocuktan 972.792’si okula kayıt yaptırmış ancak 400 bin çocuk erken evlilik, çocuk işçiliği vb. sebeplerle eğitime dâhil edilememiştir.[25] Suriyeli nüfus arasında çocuk istihdamının yaygın olmasının birçok sebebi bulunmaktadır. Çocukların Suriye İç Savaşı ya da diğer doğal nedenlerle aile reisliğini üstlenmek durumunda kalması, aşırı ve yaygınlaşmış yoksulluk, dil bariyeri yüzünden eğitim hayatına uyum sağlayamama, Suriyeli ailelerin kalabalık olması nedeniyle daha çok kişinin çalışmak durumunda kalması vb. temel nedenler arasında sayılabilir. Türk işverenler tarafından da Suriyeli çocuk istihdamı tercih edilen bir yöntemdir. İşverenlerin çocuk sığınmacıları istihdam tercihi, yetişkinlere kıyasla işi ve dili hızlı bir şekilde öğrenme kapasiteleriyle ilgili olarak ortaya çıkmaktadır.[26] 15 yaş altı çocukların (4-15 yaş) %66,1’inin istihdamda olduğu görülürken, bu çocukların büyük çoğunluğunu okula devam etmeyen erkek çocuklar oluşturmaktadır.[27]

b) Diğer Yabancılar

Suriyelilerin geçici koruma statüsüyle Türkiye’ye yoğun şekilde ikamet etmesi ve iş piyasasına erişimlerinin yoğunluğu sıklıkla gündeme gelse de Suriyeliler dışındaki yabancı işgücünün durumu görece daha az incelenmiştir. Türkiye’deki yabancı işgücüne dair çalışmaların büyük bir bölümü Suriyeli sığınmacılar üzerine yoğunlaşsa da diğer ülkelerden gelen yabancıların sayısı ve etkisi de kayda değer düzeydedir. Türkiye’de Suriyeliler dışındaki yabancı işgücü önemli bir büyüklüğe ulaşmıştır. Bu grup hem hizmet sektöründe hem de üretim süreçlerinde işgücü açığını kapatmakta, fakat çoğu zaman kayıt dışı ve güvencesiz biçimde çalışmaktadır. Bu durum sadece göçmen işçilerin değil, yerli işçilerin de haklarının zedelenmesine yol açmakta; sosyal koruma sistemini riske atmaktadır.

Türkiye’de Suriyeliler dışındaki yabancıların profili oldukça çeşitlidir. Iraklılar farklı topluluklara aittirler: Arap, Kürt, Türkmen, Ezidi gibi etnik ve dini gruplardan oluşmaktadırlar. Afrika ülkelerinden gelenler genelde Nijerya, Gana, Senegal, Somali gibi ülkelerden gelip Türkiye’ye yerleşmişlerdir. Bunlar İstanbul, Ankara ve İzmir gibi şehirlerde tekstil atölyelerinde, ayakkabı üretiminde ve sokak ticaretinde yoğunlaşmaktadır. Irksal ayrımcılıkla da karşı karşıya kalan bu grup hem sosyal uyum hem de hukuki güvencelere erişim konusunda ciddi sorunlar yaşamaktadır. Özellikle siyah Afrikalı göçmenler, çalışma yaşamında hem işveren hem de diğer çalışanlar tarafından ırkçılığa maruz kalmakta; bu da iş yerinde güvensizlik ve izolasyona neden olmaktadır. Avrupa Birliği ve diğer Batılı ülkelerden gelen yabancılar, genellikle nitelikli işgücünü oluşturmaktadırlar. Uluslararası firmalarda uzman, yönetici ya da danışman olarak görev yapmaktadırlar. Bu grup ise gerek maddi statüsü gerekse hukuki haklara erişim olanağıyla yabancı işgücünün en imtiyazlı kesimini oluşturmaktadır. Yabancı uzmanların ve yöneticilerin tamamı kayıtlı istihdamın bir parçasıdır.

Orta Asya kökenli yabancılar Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan vatandaşları, Türkiye’de en yoğun bulunan işgücü göçmen gruplarından biridir. Genellikle ev içi hizmetler, çocuk ve yaşlı bakımı, temizlik gibi hizmet kollarının yanı sıra küçük işletmelerde çalışmaktadırlar. Kadın ağırlıklı bu gruplar çoğunlukla çalışma izni olmaksızın ve kayıt dışı istihdam edilmektedir. Türk cumhuriyetlerinden gelen yabancıların Türkiye’de entegrasyon sorununu en az yaşayan/hisseden grup olduğu söylenebilir. Özbekistan Türkleriyle yapılan bir dizi görüşme neticesinde Türkiye’ye ilk kez gelen Özbeklerin yabancılık çekmedikleri ve Türkiye Türkçesi’ni kolay bir şekilde öğrendikleri tespit edilmiştir. Suriyelilerin ve Afganların çok büyük bir entegrasyon sorunu yaşadığı bilinmektedir. Doğu Asya kökenliler (Çin, Vietnam, Endonezya), Türkiye’de iş piyasasında sık karşılaşılmasa da bazı organize sanayi bölgelerinde düşük ücretle istihdam edilmektedirler. Hindistan’dan gelen işçiler, bazı Türk firmaları tarafından grevleri kırmak için kullanılan bir araca dönüşmüştür. 2024 yılında Lezita ve Türk işçiler arasında yaşananlar bu durumun en somut örneğidir. Lezita firmasına bağlı çalışan Türk işçilerin hak ettikleri zammı alamamaları üzerine başlattıkları grevi kırmak amacıyla Abalıoğlu Lezita Gıda Hindistan’dan istihdam yolunu tercih etmiştir.[28] Lezita ise Hindistanlı işçilerin grev kırıcı olarak kullandığı iddiasını yalanlamıştır.

Yalova’nın Altınova ilçesinde faaliyet gösteren Sefine Tersanesi de yabancı işçilerin çalıştırılmasıyla gündeme gelen bir başka tesistir.[29] Özellikle yerel gazetelere yansıyan iddialara göre sadece Sefine Tersanesi’nde değil Cemre Tersanesi’nde Hindistan’dan gelen işçilerin çalışmaya başlaması hem Türk emekçilerinde hem yerel halkta rahatsızlık yaratmıştır.[30] Nitekim Gemi İnşa Müteahhitleri Birlikteliği Meslek Eğitim ve Dayanışma Derneği (GİMBİRDER) Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem İnce’nin basına verdiği bir demeçte “Hintli işçi aynı işi yüzde 70 verimle asgari ücrete yapıyor. Ülkemizin işçisi ise aynı işi 60 bin TL maaş almasına rağmen yüzde 40 verimle yapıyor. Şu an tersaneye 8 saat çalışıyorum diye gelen bir işçi ortalama 4 saat çalışıyor. Bunun sorgulanması lazım. Pencerenin diğer tarafından da bakmak gerekiyor[31] ifadelerini kullanması, tersanelerde neden kayıt dışı yabancı istihdamına yönelik iddiaların arttığını da açıkça göstermektedir. Hindistan’dan getirilen işçiler, Türk işçilerini daha düşük ücret düzeylerine ikna etmek ve grev kırmak adına bir araç olarak kullanılmaktadır.

Ek olarak, Afganistan, İran ve Irak’tan Türkiye’ye gelen göçmenler uzun yıllardır Türkiye’de yaşayan “kalıcı” yabancı nüfusu oluşturmaktadır. Göç nedenleri arasında savaş, siyasi baskı, mezhepsel ayrımcılık, ekonomik yoksulluk ve kişisel güvenlik arayışı öne çıkmaktadır. Türkiye bu üç ülkeye hem bir “geçiş ülkesi-Avrupa’ya geçiş” hem de son yıllarda “yerleşim ülkesi” olarak hizmet etmektedir. Bu sığınmacıların önemli bir bölümünün çalışma çağında olduğunu unutulmamalıdır. Afganların önemli bir bölümü Taliban yönetiminden kaçarak daha iyi bir hayat arayan sığınmacılardır. Türkiye’ye gelen Afganların ekseriyeti 18-34 yaş aralığındaki bekar erkeklerdir. İçlerinde ayrıca etnik ayrımcılığa uğrayan Hazara topluluğu mensuplarda yer almaktadır. Göçler çoğunlukla düzensiz yollarla gerçekleşmektedir.

Afganların emek piyasalarına katılımı genellikle kayıt dışı yollarla olmaktadır. Tarım ve hayvancılık özellikle Afgan işgücünün yoğun olarak kullanıldığı sektörlerdir. İstanbul özelinde yapılan bir araştırma ise Afganistan vatandaşlarının inşaat, tamircilik, imalat ve çobanlıktan nakliyat, araba tamiri ve artık/kâğıt toplamaya kadar ulaşan geniş bir yelpazede bedensel emek sarf ettiklerini ortaya koymuştur.[32] Afganistan’dan gelen yabancılar arasında kendi işyerine sahip olanların oranı oldukça düşük görünmektedir. Genellikle 1990’ların başında Afganistan’dan Türkiye’ye göç edenlerin küçük dükkanlar, berberler, fırınlar ve restoranlara sahip olduğu belirtilmiştir.[33] Ancak bu nüfusun önemli bir kısmı ise aynı zamanda Türk vatandaşlığına geçmiş görünmektedir. İstanbul içerisinde kendi dükkânı olan ya da aile işletmesini yürüten Afganistanlılar İstanbul’daki Afgan topluluğunun yüzde 10 ila 20’sini oluşturmakta, geri kalanlar her gün günlük iş peşinde koşmaktadır.[34] Afganistan’dan gelenlerin etnik kompozisyonu hakkında net bir çıkarımda bulunabilmek mümkün değildir. Ancak Peştun, Afgan, Tacik, Hazara, Özbek ve Türkmenler Afganistan’dan gelen başlıca kimlik gruplarıdır. Afganistanlılar, Suriyeliler ile birlikte, kayıt dışı istihdamın en yaygın olduğu topluluktur. Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan bir çalışmaya göre kayıt dışı istihdamın en yüksek Suriyeliler ve Afganlar arasında görüldüğü tespit edilmiştir (her ikisi de %62).[35]

Afganistan’dan gelenler aynı şekilde inşaat sektöründe de yoğun bir şekilde çalışmaktadır. Genellikle Suriye, Afganistan ve Türk Cumhuriyetleri’nden gelen sığınmacıların inşaat sektöründe yoğun bir şekilde çalıştığı görülmektedir.[36] Ancak son zamanlarda Afganların ve Özbeklerin yoğun bir şekilde sınır dışı edildiklerine dair bazı iddialar bulunmaktadır.[37] Bu noktada Türk işverenlerin de kayıt dışı istihdamdan memnun oldukları söylenebilir. Türk işverenlerin ikircikli bir tavır takındıkları da rahatlıkla ifade edilebilir. Türk işverenlerin kayıt dışı sığınmacı çalıştırma isteklerinin arkasında yatan asıl dürtü, Türk emekçiler tarafından talep edilen asgari ücreti bile fazla görmeleridir. Asgari ücretin enflasyon karşısında günbegün eridiği şu dönemde “…Bu son 5 yıldır deneyimim, yabancıların daha dürüst ve daha düşük rakamda çalışmaları…[38] diyebilen bir işverenin öncelikli amacının yabancı emeğini sömürmek olduğunu ifade etmek yanlış olmayacaktır. Özetle son 10 yıldır Afganistan’dan Türkiye’ye sığınmacı olarak gelenlerin ilk motivasyon kaynağı ekonomiktir. Afganistan uyruklu sığınmacıların katıldığı bir araştırmadaki katılımcıların tamamı, kazançlarının büyük bölümünü Afganistan’daki ailelerine gönderdiklerini belirtmiştir.[39] Gönderilen paraların temel gerekçesini ise ya geride kalan aile üyelerinin temel ihtiyaçlarının giderilmesi ya da başlık parasının ödenmesi için yapılan birikim oluşturmaktadır.[40] Haliyle bu durum sığınmacıları Türk işverenlerin sömürüsüne açık hale getirmektedir.

Bültenimize Abone Olun

İran’dan Türkiye’ye gelenlerin önemli bir bölümü politik muhalifler, etnik/dini azınlıklar (örneğin Kürtler, Bahailer), kadın hakları savunucuları ve LGBTİ+ bireylerdir. Bu grup içinde eğitimli bireylerin oranı yüksektir. İranlıların önemli bir kısmının da kayıt dışı istihdamın bir parçası olduğu bilinmektedir. Oturum izni alabilmek için Türkiye’de ev satın almak ya da kiralamak isteyen İranlılar bulunmaktadır. Bu sebeple Türkiye’de yaşayan bazı İranlılar, oturum izni almak isteyen yurttaşlarına yönelik gayrimenkul ve danışmanlık hizmetleri vermektedir. Kayıt dışı gayrimenkul ve danışmanlık hizmetlerinin İranlılar için farklı bir sektör olarak belirdiği söylenebilir. Ayrıca ikamet, vatandaşlık ve vize hizmetlerinin teminine yönelik bir sektörün İranlılar arasında yayıldığı görülmektedir. İranlı göçmenlerin en çok kullanmış oldukları Telegram dijital platformunda, on bini aşkın üyesi olan mecralarda ikamet izni almak, çalışma izni almak, şirket kurmak, tercümanlık yapmak, noter hizmetleri vermek, avukat önermek, vatandaşlık almak, ev kiralamak ve almak, vize almak, sigorta yaptırmak, eğitim süreci danışmanlığı vermek, yatırım danışmanlığı vermek, ehliyet almak gibi birçok alanda danışmanlık hizmetleri reklamları yapılmakta ve gayrı resmi hizmet sektörü işlemektedir.[41] Gıda temini, ilaç tedarik hizmetleri, güzellik, kişisel bakım, eğlence, bankacılı ve nakit transferi işlemleri İranlı sığınmacıların çalıştıkları diğer sektörler arasında yer almaktadır. İranlı sığınmacıların en azından bir kısmı diğer yabancıların çalıştıkları sektörlerden farklı iş kollarıyla ilgilenmektedir.

Suriyelilerin dışında kalan yabancılar da Türkiye’de kendileri için güvenli iş fırsatlarının olmadığını düşünmektedir. Özellikle İranlılar (%79), Afganlar (%74) ve kadınlar (%62) bunu diğer gruplara göre daha yüksek düzeyde belirtmiştir.[42] Ayrıca yabancıların %40’ı iş yerinde kendilerini güvende hissetmediklerini belirtmiştir. Bu oran en yüksek İranlılar ve Afganlar arasında tespit edilmiştir (sırasıyla %50 ve %48’i kendini güvende hissetmediğini iletmiştir).[43] Kayıt dışı istihdamın yaygınlığı ve yabancıların genellikle kısa süreli işlerde çalışmaları, işyerinde güvende hissetmeme veya güvenli iş fırsatlarının bulunmaması gibi kanaatleri pekiştirmektedir. Suriyelilerin dışında kalan yabancılar arasında çalışma iznine sahip olanların sayısı oldukça azdır. 2023’te sadece 6.204 Afganistan vatandaşına çalışma izni verildiği görülmektedir.[44] Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın sitesinde yayınlanan Yabancı Çalışma İzinleri İstatistikleri isimli raporlarda yabancılara verilen çalışma izinlerinin sayıları ve ülkelere göre değişen oranları yer almaktadır. 2024 yılına ilişkin veriler ise henüz yayınlanmamıştır.

3.Sonuç

Türkiye’de yabancıların istihdama katılımı çok yönlü bir mesele olarak belirmektedir. Yabancı istihdamının olumlu ve olumsuz boyutlarıyla birlikte değerlendirilmesi gerektiği aşikardır. Türkiye’de yabancı istihdamına toptan karşı çıkmak yerine Türk emekçilerin hak kaybına uğramasını engellemek amacıyla birtakım tedbirlerin alınması ve bazı kamu politikalarının geliştirilmesi gerektiği aşikardır. Ancak Türk işverenlerin özellikle Türkleri daha düşük ücret düzeyine ve güvencesiz çalışma koşullarına ikna etmek için kayıt dışı yabancı istihdamından faydalandığı rahatlıkla söylenebilir. Bu durum hem Türk işçilerinin hem de yabancıların sömürülmesine zemin hazırlamaktadır. Maalesef Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ise kayıt dışı yabancı istihdamı karşısında sessiz kalmaktadır. Üretim girdilerinin giderek daha masraflı bir hale gelmesi, hükümetin bu sessizliğini açıklamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti, öncelikli olarak kendi yurttaşını korumakla yükümlüdür. Kayıt dışı yabancı istihdamı hususunda ise hükümetin daha çok sermaye sınıfını kolladığı rahatlıkla söylenebilir.

Turizm gibi bazı sektörlerde ise vasıflı emek gücünün yerli piyasalardan temin edilememesi üzerine, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2024’te Çalışma İzni Başvurusu Değerlendirme Kriteleri’nde değişiklik yaparak yabancı istihdamını kolaylaştırmıştır. Ancak bu tarz kısa vadeli çözümler yerine turizm meslek liseleri ve üniversitelerin sektör temsilcileri ile sıkı bir iş birliğine girmesi ya da uygulamalı eğitimin daha sistematik bir hale getirilmesi gibi alternatif eğitim ya da istihdam politikalarının geliştirilmesi gerekmektedir. Nitekim Antalya’daki yurttaşlar, yabancı istihdamı yüzünden işsizliğin arttığını belirtmişlerdir.[45] Bu durum sadece turizm için değil birçok başka sektör için de geçerlidir. Nakliye, tarım, hayvancılık, inşaat, imalat, hazır giyim ve tekstil sektörlerinde de benzeri şikayetlerin yükseldiği görülmektedir. Yabancı istihdamı hakkında sağlıklı bir kamu politikası üretebilmek için bir an evvel güncel araştırmaların yapılması ve sektörlerin son durumunu ortaya koyacak veri setlerinin derlenmesi lazımdır. Veri setlerinin derlenmesi, kamu kurumlarının, özel sektör paydaşlarının, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve uluslararası örgütlerin birlikte veya ayrı ayrı yapacağı çalışmalarla sağlanabilir.

Veri setlerinin derlenmesi ve yabancıların çalışma koşullarının açıkça belirlenmesi Türkiye’nin istihdama ve üretime yönelik isabetli bir kamu politikası ortaya koymasına da yardımcı olacaktır. Aynı zamanda üreticilere sağlanan teşviklerin de bu temelde ele alınması gerektiği düşünülmektedir. Türk emekçilere hakkını veren ancak ihtiyaç duyduğu takdirde yabancı istihdamına, kayıtlı olmak koşuluyla, başvuran işverenlerin çeşitli teşviklerle desteklenmesi sağlanmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti, kayıt dışı yabancı istihdamına göz yummak yerine, etkili istihdam, eğitim ve üretim politikaları geliştirdikten sonra hangi sektörlerden vasıflı veya vasıfsız yabancı istihdamına ihtiyaç duyulduğunu tespit etmekle yükümlüdür. Bu sayede Türk emekçiler mağdur olmayacağı gibi yabancı emek gücü ile Türkler de karşı karşıya gelmemiş olacaktır. Ayrıca Türkiye’nin sürdürülebilir bir ekonomik kalkınma trendi yakalayabilmesi için öncelikli sektörlerin saptanması ve desteklenmesi ile işgücü ihtiyacının sağlıklı bir şekilde belirlenmesi doğrudan ilişkilidir.

Yukarıda sıralananlar çerçevesinde Türkiye’de yabancı emek gücünün sektörel bazda ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir. Farklı sektörlerin ihtiyaç duyduğu vasıflı ve vasıfsız emeğin niteliği de bu şekilde ortaya konabilir. Ayrıca yukarıda dile sektörlerdeki Türk emek gücünün belirli bir yüzdeye ulaşmasına yönelik çabaların hızlandırılması gerekmektedir. Bazı sektörler yabancı emeğine neredeyse bağımlı hale gelmiştir. Bu durumun önüne geçmek hem ekonomik hem de milli güvenlik gerekçeleriyle son derece mühimdir. Ancak daha önce belirtildiği üzere yabancı istihdamının tamamen engellenmesi yerine Türk yurttaşlarına öncelik veren istihdam politikalarının kayıtlı yabancı emeğiyle desteklenmesi gerektiği düşünülmektedir. Yabancı emeğinin yoğun olduğu sektörlerin ayrı ayrı ele alınması, yazı serimizin amaçları arasında yer almaktadır. Yazı serisinin üçüncü bölümünde ise imalat sektöründeki yabancı istihdamı, yabancı emek gücünün Türk işçilerine etkisi, söz konusu istihdamın imalat sektörü bakımından olumlu ve olumsuz yönleri ele alınarak imalat sektöründeki teşviklere ve istihdam politikalarına yönelik bazı öneriler sunulacaktır.


Kaynakça:

Abdullah, Muhammed, Suriyeli Mültecilerin Türkiye’deki Geçin Kaynağı Zorlukları: Analitik Araştırma, OMRAN, 2018, www.omranstudies.org.

Akpamuk, Günce, “Türkiye’deki Suriyelilerin çoğu neden kayıt dışı çalışıyor, hükümetin bu konuda politikası ne?”, BBC Türkçe, 25 Mayıs 2023, https://www.bbc.com/turkce/articles/cz51zr816mlo.

Aktif Karamürsel, “Türkiye’de Bir Hintliler Eksikti, Şimdi O Eksikte Tamamlandı”, 28 Ocak 2024, https://www.karamurselaktifhaber.com/haber-13096-turkiye%E2%80%98de-bir-hintliler-eksikti-simdi-o-eksiklikte-tamamlandi.html.

Antalya Körfez, “Antalya’da otellerde yabancı istihdamı tartışması büyüyor: Vatandaşlar tepkili!”, 24 Haziran 2025, https://www.antalyakorfez.com/antalyada-otellerde-yabanci-istihdami-tartismasi-buyuyor-vatandaslar-tepkili.

Aygül, Hasan Hüseyin, “Mülteci Emeğinin Türkiye İşgücü Piyasalarındaki Görünümü ve Etkileri”, Süleyman Demirel Üniversitesi Vizyoner Dergisi, 9 (20), 2018, 68-82.

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi, İnşaat Sektörü ve    İş Gücü Dinamikleri: Türkiye’24, İstanbul, 2024.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, Kurumlar Arası Koruma Sektörü İhtiyaç Değerlendirme Analizi Altıncı Tur – Eylül 2022, (Ocak 2023), https://data.unhcr.org/en/ documents/details/98240.

Caro, Luis Pinedo, Türk İşgücü Piyasasında Suriyeli Mülteciler ILO Türkiye Ofisi, 2020, www.ilo.org.

Cumhuriyet, “Hindistan’dan getirilen işçiler Meclis gündeminde: ‘İktidar modern köle ticaretine göz yumuyor”, 18 Mart 2024, https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/hindistandan-getirilen-isciler-meclis-gundeminde-iktidar-modern-kole-2186969.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çalışma İzni İstatistikleri, https://www.csgb.gov.tr/%C4%B1statistikler/calisma-hayati-%C4%B1statistikleri/resmi-%C4%B1statistik-programi/yabancilarin-calisma-%C4%B1zinleri/.

Dikkaya, Mehmet, Dinçer, Selin, “Türkiye İş Gücü Piyasasında Suriyeli Sığınmacılar”, Aksaray Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 15 (2), 2023, 187-198.

Göç Araştırmaları Derneği, İstanbul’un Hayaletleri: Güvencesizliğin Kıyısında Afganlar, İstanbul, 2021.

Hamsici, Mahmut, “Türkiye’deki Afganlarla ilgili neler biliniyor? Afgan çoban tartışması neden gündemde?”, BBC Türkçe, 19 Eylül 2024, https://www.bbc.com/turkce/articles/c79nzjy0gdxo.

İçduygu, Ahmet, Türkiye’de Kaçak Göç: İstanbul. İstanbul Ticaret Odası, İstanbul, 2004.

İnci, Meral, “Sıradaki Ucuz İşgücü: Hintli İşçile”, Marksist Tutum, 14 Nisan 2024, https://marksist.net/meral-inci/siradaki-ucuz-isgucu-hintli-isciler.

Kara, Yılmaz, Kaya Tilbe, Fethiye, “Tarım ve Hayvancılık Sektöründe Çalışan Afgan Göçmenlerde Ekonomik Konumlanma ve Entegrasyon: Trakya Bölgesi Örneği”, MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi, 12 (4), 2023, 1413-1424.

Kıvanç, Ahmet, “Kayıtlı 1000 yabancıdan 4,3’ünün çalışma izni var”, HaberTürk, 28 Şubat 2024, https://www.haberturk.com/universiteli-46-bin-yabanci-isci-3664600-ekonomi

Ozan Önel & Zeynep Korkmaz, “Araştırma Projesi: Yabancıların Türk Emek Piyasalarındaki Yerini Nasıl Değerlendirmeli: Bölüm 1”, KAPDEM, 3 Mart 2025, https://kapdem.org/arastirma-projesi-yabancilarin-turk-emek-piyasalarindaki-yerini-nasil-degerlendirmeli-bolum-1/

Özenci, Furkan, “Türkiye’de Göç Trendleri: 2023 Yılı Uluslararası İş Gücü ve Çalışma İzinleri İstatistikleri”, Göç Araştırmaları Vakfı, https://gocvakfi.org/turkiyede-goc-trendleri-2023-yili-uluslararasi-is-gucu-ve-calisma-izinleri-istatistikleri/.

Tavakolı, Mehri, Türkiye’ye Göç Eden İranlıların Abd’nin İran Ambargosuna Karşı Tutum ve Tavırlar, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2019.

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu, “Göçmenlerin İş Gücü   Piyasasına      Uyum Raporu”, Şubat 2020, chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://www.tisk.org.tr/dokuman/gocmenlerin-is-gucu-piyasasina-uyum-raporu.pdf.

Yalova Pusula, “Altınova Halkı Hintli İşçiden Rahatsız”, 12 Ocak 2025, https://yalovapusula.com/altinova-halki-hintli-isciden-rahatsiz/26072/.

Yılmaz, Leyla, Uğur, Suat, “Türkiye’deki Yabancıların Çalışma Hayatına ve Sosyal Güvenlik Sistemine Etkileri”, Çankırı Karatekin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 14 (4), 2024, 1065-1099.

[1]https://kapdem.org/arastirma-projesi-yabancilarin-turk-emek-piyasalarindaki-yerini-nasil-degerlendirmeli-bolum-1/

[2] Leyla Yılmaz & Suat Uğur, “Türkiye’deki Yabancıların Çalışma Hayatına ve Sosyal Güvenlik Sistemine Etkileri”, Çankırı Karatekin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 14 (4), 2024, s. 1084.

[3]Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çalışma İzni İstatistikleri, https://www.csgb.gov.tr/%C4%B1statistikler/calisma-hayati-%C4%B1statistikleri/resmi-%C4%B1statistik-programi/yabancilarin-calisma-%C4%B1zinleri/ (Erişim Tarihi: 12 Nisan 2025).

[4]  Furkan Özenci, “Türkiye’de Göç Trendleri: 2023 Yılı Uluslararası İş Gücü ve Çalışma İzinleri İstatistikleri”, Göç Araştırmaları Vakfı, https://gocvakfi.org/turkiyede-goc-trendleri-2023-yili-uluslararasi-is-gucu-ve-calisma-izinleri-istatistikleri/ (Erişim Tarihi: 22 Nisan 2025).

[5] Ahmet Kıvanç, “Kayıtlı 1000 yabancıdan 4,3’ünün çalışma izni var”, HaberTürk, 28 Şubat 2024, https://www.haberturk.com/universiteli-46-bin-yabanci-isci-3664600-ekonomi (Erişim Tarihi: 16 Nisan 2025).

[6] Ahmet İçduygu, Türkiye’de Kaçak Göç: İstanbul. İstanbul Ticaret Odası, İstanbul, 2004, s. 13.

[7] Mehmet Dikkaya & Selin Dinçer, “Türkiye İş Gücü Piyasasında Suriyeli Sığınmacılar”, Aksaray Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 15 (2), 2023, 193.

[8] Ozan Önel & Zeynep Korkmaz, “Araştırma Projesi: Yabancıların Türk Emek Piyasalarındaki Yerini Nasıl Değerlendirmeli: Bölüm 1”, KAPDEM, 3 Mart 2025, https://kapdem.org/arastirma-projesi-yabancilarin-turk-emek-piyasalarindaki-yerini-nasil-degerlendirmeli-bolum-1/  (Erişim Tarihi: 10 Haziran 2025).

[9] Luis Pinedo Caro, Türk İşgücü Piyasasında Suriyeli Mülteciler ILO Türkiye Ofisi, 2020, s. 13.

[10] Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu, “Göçmenlerin İş Gücü   Piyasasına      Uyum Raporu”, Şubat 2020, chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://www.tisk.org.tr/dokuman/gocmenlerin-is-gucu-piyasasina-uyum-raporu.pdf, s. 28.

[11] Aygül, Hasan Hüseyin, “Mülteci Emeğinin Türkiye İşgücü Piyasalarındaki Görünümü ve Etkileri”, Süleyman Demirel Üniversitesi Vizyoner Dergisi, 9 (20), 2018, s. 73.

[12] Caro, Luis Pinedo, Türk İşgücü Piyasasında Suriyeli Mülteciler ILO Türkiye Ofisi, 2020, s. 13.

[13] Yılmaz & Uğur, a.g.k., s. 1087.

[14] Akpamuk, Günce, “Türkiye’deki Suriyelilerin çoğu neden kayıt dışı çalışıyor, hükümetin bu konuda politikası ne?”, BBC Türkçe, 25 Mayıs 2023, https://www.bbc.com/turkce/articles/cz51zr816mlo (Erişim Tarihi: 17 Nisan 2025).

[15] Yılmaz & Uğur, a.g.k., s. 1088.

[16] Dikkaya, Mehmet, Dinçer, Selin, “Türkiye İş Gücü Piyasasında Suriyeli Sığınmacılar”, Aksaray Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 15 (2), 2023, 194.

[17] Yılmaz & Uğur, a.g.k., s. 1087.

[18] Aygül, Hasan Hüseyin, “Mülteci Emeğinin Türkiye İşgücü Piyasalarındaki Görünümü ve Etkileri”, Süleyman Demirel Üniversitesi Vizyoner Dergisi, 9 (20), 2018, s. 73.

[19] Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu, “Göçmenlerin İş Gücü   Piyasasına      Uyum Raporu”, Şubat 2020, chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://www.tisk.org.tr/dokuman/gocmenlerin-is-gucu-piyasasina-uyum-raporu.pdf, s. 30.

[20] Caro, Luis Pinedo, Türk İşgücü Piyasasında Suriyeli Mülteciler ILO Türkiye Ofisi, 2020, s. 10.

[21] Aygül, Hasan Hüseyin, “Mülteci Emeğinin Türkiye İşgücü Piyasalarındaki Görünümü ve Etkileri”, Süleyman Demirel Üniversitesi Vizyoner Dergisi, 9 (20), 2018, s. 74.

[22] Caro, Luis Pinedo, Türk İşgücü Piyasasında Suriyeli Mülteciler ILO Türkiye Ofisi, 2020, s. 16.

[23] Caro, Luis Pinedo, Türk İşgücü Piyasasında Suriyeli Mülteciler ILO Türkiye Ofisi, 2020, s. 16.

[24] Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu, “Göçmenlerin İş Gücü   Piyasasına      Uyum Raporu”, Şubat 2020, chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://www.tisk.org.tr/dokuman/gocmenlerin-is-gucu-piyasasina-uyum-raporu.pdf, s. 31.

[25] Yılmaz & Uğur, a.g.k., s. 1081.

[26] Abdullah, Muhammed, Suriyeli Mültecilerin Türkiye’deki Geçin Kaynağı Zorlukları: Analitik Araştırma, OMRAN, 2018, www.omranstudies.org, s. 30 (Erişim Tarihi: 12 Nisan 2025).

[27] Yılmaz & Uğur, a.g.k., s. 1087.

[28] Cumhuriyet, “Hindistan’dan getirilen işçiler Meclis gündeminde: ‘İktidar modern köle ticaretine göz yumuyor”, 18 Mart 2024, https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/hindistandan-getirilen-isciler-meclis-gundeminde-iktidar-modern-kole-2186969 (Erişim Tarihi: 10 Haziran 2025).

[29] Aktif Karamürsel, “Türkiye’de Bir Hintliler Eksikti, Şimdi O Eksikte Tamamlandı”, 28 Ocak 2024, https://www.karamurselaktifhaber.com/haber-13096-turkiye%E2%80%98de-bir-hintliler-eksikti-simdi-o-eksiklikte-tamamlandi.html (Erişim Tarihi: 10 Haziran 2025).

[30] Yalova Pusula, “Altınova Halkı Hintli İşçiden Rahatsız”, 12 Ocak 2025, https://yalovapusula.com/altinova-halki-hintli-isciden-rahatsiz/26072 (Erişim Tarihi: 10 Haziran 2025).

[31] Meral İnci, “Sıradaki Ucuz İşgücü: Hintli İşçiler”, Marksist Tutum, 14 Nisan 2024, https://marksist.net/meral-inci/siradaki-ucuz-isgucu-hintli-isciler (Erişim Tarihi: 10 Haziran 2025).

[32] Göç Araştırmaları Derneği, İstanbul’un Hayaletleri: Güvencesizliğin Kıyısında Afganlar, İstanbul, 2021, s. 28.

[33] Göç Araştırmaları Derneği, İstanbul’un Hayaletleri: Güvencesizliğin Kıyısında Afganlar, İstanbul, 2021, s. 31.

[34] Göç Araştırmaları Derneği, İstanbul’un Hayaletleri: Güvencesizliğin Kıyısında Afganlar, İstanbul, 2021, s. 31.

[35] Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, Kurumlar Arası Koruma Sektörü İhtiyaç Değerlendirme Analizi Altıncı Tur – Eylül 2022, (Ocak 2023), https://data.unhcr.org/en/ documents/details/98240, s. 20.

[36] Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi, İnşaat Sektörü ve    İş Gücü Dinamikleri: Türkiye’24, İstanbul, 2024, s. 89.

[37] Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi, İnşaat Sektörü ve    İş Gücü Dinamikleri: Türkiye’24, İstanbul, 2024, s. 89.

[38] Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi, İnşaat Sektörü ve    İş Gücü Dinamikleri: Türkiye’24, İstanbul, 2024, s. 91.

[39] Kara, Yılmaz, Kaya Tilbe, Fethiye, “Tarım ve Hayvancılık Sektöründe Çalışan Afgan Göçmenlerde Ekonomik Konumlanma ve Entegrasyon: Trakya Bölgesi Örneği”, MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi, 12 (4), 2023, 1413-1420.

[40] Kara, Yılmaz, Kaya Tilbe, Fethiye, “Tarım ve Hayvancılık Sektöründe Çalışan Afgan Göçmenlerde Ekonomik Konumlanma ve Entegrasyon: Trakya Bölgesi Örneği”, MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi, 12 (4), 2023, 1413-1420.

[41] Mehri Tavakolı, Türkiye’ye Göç Eden İranlıların Abd’nin İran Ambargosuna Karşı Tutum ve Tavırlar, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2019, s. 57.

[42] Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, Kurumlar Arası Koruma Sektörü İhtiyaç Değerlendirme Analizi Altıncı Tur – Eylül 2022, (Ocak 2023), https://data.unhcr.org/en/ documents/details/98240, s. 21.

[43] Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, Kurumlar Arası Koruma Sektörü İhtiyaç Değerlendirme Analizi Altıncı Tur – Eylül 2022, (Ocak 2023), https://data.unhcr.org/en/ documents/details/98240, s. 21.

[44] Hamsici, Mahmut, “Türkiye’deki Afganlarla ilgili neler biliniyor? Afgan çoban tartışması neden gündemde?”, BBC Türkçe, 19 Eylül 2024, https://www.bbc.com/turkce/articles/c79nzjy0gdxo (Erişim Tarihi: 20 Nisan 2025).

[45] Antalya Körfez, “Antalya’da otellerde yabancı istihdamı tartışması büyüyor: Vatandaşlar tepkili!”, 24 Haziran 2025, https://www.antalyakorfez.com/antalyada-otellerde-yabanci-istihdami-tartismasi-buyuyor-vatandaslar-tepkili (Erişim Tarihi: 26 Haziran 2025).

İlgili İçerikler

KAPDEM Dijital

Kamu Politikası, Devlet Yönetimi ve Toplumsal Gelişim Merkezi (KAPDEM), Türkiye’de siyaset bilimi ve kamu yönetimi, kamu politikaları ile ekonomik, sosyal, kültürel ve toplumsal konulardaki temel kamusal, yönetimsel/idari/siyasi kararlara odaklı çalışmalar yapmak, projeler geliştirmek ve yenilikçi ve çözüm odaklı yaklaşımlara katkıda bulunmak üzere kurulmuştur. KAPDEM; tamamen bağımsız, tarafsız ve gönüllülük esasına dayalı olarak kurulmuş bir düşünce kuruluşudur. Herhangi bir siyasi parti, çıkar grubu, baskı grubu veya ulusal/uluslararası/ulus ötesi yapı ile organik bir bağı ya da ilişkisi yoktur. Bağımsız ve tarafsız kalmayı temel kuruluş ilkesi olarak benimsenmiştir.

Aboneliğiniz kaydedilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
Aboneliğiniz başarıyla gerçekleşti.

BÜLTENİMİZE ABONE OLUN

Yayınlarımız, etkinliklerimiz ve 

duyurularımızdan haberdar olmak için 

abone olun

© KAPDEM 2025 | Tüm hakları saklıdır. İçerikler izinsiz olarak ve kaynak gösterilmeden kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve başka mecralarda kullanılamaz.