Geri Gönderme Tehdidi Altındaki Türkmenlerle Röportaj Serisi Bölüm 2: Terör Damgası Altında Suçsuzluğunu Kanıtlama Mücadelesi

Yazar: KAPDEM

Kamu Politikası, Devlet Yönetimi ve Toplumsal Gelişim Merkezi (KAPDEM) olarak önceki yıllarda Türkiye’ye göç etmiş ve/veya sığınmış olan, Ankara’da yaşayan Türkmen aileler ile kimlikleri saklı kalmak kaydıyla röportajlar gerçekleştirmiştik. Onların yaşadıkları sorunları, sıkıntıları ve beklentilerini dört röportajdan oluşan bir röportaj serisi olarak yayınlamıştık. Türkiye’ye çeşitli statüler altında göç eden Suriyeli, Iraklı, Afganistanlı ya da başka yerlerden gelen mülteciler, göçmenler, sığınmacılar vb. gruplar üzerine yayınladığımız makaleler, araştırma raporları ve özel dosyalar gibi Türkmen aileler ile gerçekleştirilen röportajlar da büyük bir ilgi gördü. Farklı koşullar altında yaşayan başka ailelerin durumlarını da gündeme getiren yayınlar yapmamız konusunda hem okuyucularımızdan hem çeşitli sivil toplum kuruluşlarından hem de Türkmen kuruluşlarından yoğun talepler aldık.

Yaptığımız araştırmalar neticesinde yine Ankara’da yaşayan, ancak daha farklı koşullar altında bulunan çeşitli Türkmen aileler ile kimlikleri gizli kalmak kaydıyla yeni röportajlar gerçekleştirdik. Bu Türkmen aileleri ‘Geri Gönderilme Korkusu Altındaki Türkmen Aileler’ olarak nitelendirebiliriz. Bir şekilde Geri Gönderme Merkezleri’ne çağrılmış ve takip altında bulunan bu Türkmen ailelerden çeşitli kişilerle yaptığımız röportajları yeni bir röportaj serisi altında yayınlıyoruz.

Bu röportaj serisinde ‘geri gönderilme korkusu’ yaşayan, kimlik bilgilerinin paylaşılmasını istemeyen ve bizim de açık kimliklerini paylaşmadığımız farklı ailelerden altısı erkek, ikisi kadın olmak üzere toplam sekiz kişi ile yapılan özel görüşmelere yer verilmektedir. Bu kişiler, kendileri veya aileleri Geri Gönderme Merkezleri’ne alınmış, Türkiye’de yaşam mücadelesi veren kişilerde oluşmaktadır. 2024 Ekim ayı itibariyle röportajı gerçekleştirdiğimiz Türkmenlerin neredeyse tamamı ‘Uluslararası Koruma Başvuru Sahibi Kimlik Belgesi’ne sahip kişilerken yaşadıkları sorunlar sonrası bu statülerini kaybetmiş ve kaçak durumda kalmışlardır. Özel izinlerle hazırladığımız bu röportaj serisinin ikinci bölümünde KAPDEM olarak bir Türkmen ailesinin evinde kaçak durumda olan ve terörle suçlanan çok sayıda Sünni Türkmenden birisi olduğunu belirten bir Türkmen ile röportaj yapma fırsatı bulduk. Bu kişi 40’lı yaşlarının başında bir erkek, 2015 yılında DAEŞ’in Telafer/Musul’a girmesinden sonra ailesiyle birlikte Türkiye’ye sığınmış. Kendisi 2015 sonundan bu yana Ankara’da ikamet ettiğini ifade etti. Türkiye’ye geldiğinden bu yana çeşitli işlerde kaçak olarak çalışmış. 2019 yılında Geri Gönderme Merkezi’ne alınmadan önce ekmek dükkanında çalışıyormuş. Eşi ve bir çocuğu ile birlikte Türkiye’ye sığınan bu ailenin Türkiye’de de bir çocukları olmuştur. İlerleyen süreçte babanın Geri Gönderme Merkezi’ne alınması sonrası yaşanan sorunlar sonrasında aile dağılmış, anne ve çocuklar birlikte yaşarken röportajı gerçekleştirdiğimiz Türkmen tek yaşamaktadır. Eşiyle boşandıklarından dolayı eşi ve çocukları “Uluslararası Koruma Başvuru Sahibi” kimliklerine tekrar kavuşmuşlar ancak röportajı gerçekleştirdiğimiz kişi halen kaçak durumda hayatına devam ettiğini belirtmiştir.

Röportajın Özeti:

“Türkiye bizim anavatanımızdır, bizim de vatanımızdır, dilimiz birdir dedik, memleket olarak gördük”

“Saddam gittikten sonra Amerikalılar geldi; bizi okullarda toplar, bazı kişileri döver, bazılarını cezaevine alırlardı”

“Amerikalılar giderken Şii-Sünni düşmanlığını bizim aramıza soktular. Şia’lar gelince onlar da bize zulmetti. Sonra onlar da gitti, DAEŞ geldi”

“DAEŞ’in zulmü altında insanlar kafalarını kaybederken, ailemi ve kendimi kurtarmak için Türkiye’ye sığındım”

“DAEŞ’in ilk aylarında oradaydım. İnsanların kafalarını kestiler, arabaların arkasında salladılar. DAEŞ’in zulmünü görünce keşke Şia kalsaydı dedik”

“TEM’de bana ‘Türkmen DAEŞ’liler ile ilgili bizimle çalış, biz seni hemen bırakırız; sana kimse bir şey diyemez’ dediler. Ben ‘benim gibi başka suçsuz milleti buraya mı getireyim, bu nasıl olur’ dedim. Kabul etmedim”

“Geri Gönderme Merkezi’nde kaldıktan sonra Uluslararası Koruma Başvuru Sahibi kimliğim elimden alındı. Kaçak yaşamak durumunda kaldım”

“Irak hükümeti bizi öldürmek için geri göndertmek istiyor”

“Türkiye isterse suçluların hepsini alsın, cezaevine atsın, Irak’a yollasın; biz buna karşı değiliz ama suçsuz sebepsiz yere neden bunları yaşıyoruz?”

Röportajın Tam Metni:

Geri Gönderme Tehdidi Altındaki Türkmenlerle Röportaj Serisi Bölüm 2:

Terör Damgası Altında Suçsuzluğunu Kanıtlama Mücadelesi

 

Kamu Politikası, Devlet Yönetimi ve Toplumsal Gelişim Merkezi (KAPDEM) olarak bu özel görüşme ve röportaj teklifini kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Bize kendinizden bahsedebilir misiniz?

Ben Irak’ta Telafer bölgesinde yaşıyordum. Orada evliydim, bir kız çocuğum vardı. 2015’te Türkiye’ye geldikten sonra de bir çocuğum daha oldu. Burada son beş yıldır kaçak durumdayım.

“Saddam gittikten sonra Amerikalılar geldi. Bize çok zulmettiler”

2015 öncesinde günlük yaşamınız nasıldı, neler yapıyordunuz?

Irak’ta benzin ve mazot sattığım bir dükkanım vardı, geçimimi bu şekilde sağlıyordum. Irak’ta birkaç dönem var, Saddam dönemi çok daha iyiydi. Bir sıkıntımız yoktu o zaman.

Peki, 2015’te neden Türkiye’ye gelme kararı aldınız?


Saddam gittikten sonra Amerikalılar geldi ilk önce. O zaman ilk zor zamanları yaşamaya başladık. Bizi düzenli olarak okullarda toplarlar, orada bize sorular sorarlardı. Bazı kişileri döver, bazı kişileri cezaevine alırlardı. Benim kardeşim Irak askeriydi, o dönemde bu yüzden bizim evimizi de bastılar. Evimizin kapısını kırıp dövdüler bizi. Evimizi ararlarken annemin hazırladığı hamur vardı, ona bastılar. Evimizin altını üstüne getirdiler. O dönemde kardeşim şehit oldu, diğer kardeşim de o zulüm altında akciğer kanseri olup öldü.

Bültenimize Abone Olun

“Amerikalılar giderlerken Şii-Sünni düşmanlığını aramıza soktu. Önce Şia’lar sonra DAEŞ zulmünü yaşadık. DAEŞ zulmünü görünce keşke Şia kalsaydı dedik”

Özellikle size yönelik bir ayrımcılık, zulüm mü vardı?

Bu zulümler öncelikle 2-3 yıl boyunca sadece Sünni Türkmenlere yapıldı. 3 yıl sonra Amerikalılar çıkarken Şia’nın eline bıraktı bizi. Giderlerken Şii-Sünni düşmanlığını da bizim aramıza soktular. Şii Türkmenler de biz Sünni olduğumuz için bize zulmettiler, cezaevlerine attılar, mallarımıza el koydular.

Daha sonra ne oldu?

Sonrasında DAEŞ girdi bizim yaşadığımız yere. DAEŞ geldikten sonra Şia’lar kaçtı, sadece Sünniler kaldı. DAEŞ’in ilk aylarında oradaydım. İnsanların kafalarını kestiler, arabaların arkasında salladılar. DAEŞ’in zulmünü görünce keşke Şia kalsaydı dedik. Bu zulümlere dayanamayıp Türkiye’ye kaçmaya karar verdik, ailemle birlikte. Benim Irak’ta iki eşim vardı, Şii’ydi. Şii-Sünni kavgası başlayınca o Şii olduğu için benimle ayrıldı. Ben diğer eşimle birlikte Türkiye’ye sığındım.

Türkiye’ye nasıl geldiniz?


2015 yılında DAEŞ zulmünden kaçıp, ilk önce Suriye’ye Tel Abyad’a kaçtık. Sonra sınırdan Türkiye’ye girdik. Türkiye bizim anavatanımızdır, bizim de vatanımızdır, dilimiz birdir dedik, memleket olarak gördük. Türkiye’ye girerken kapıda bizi asker karşıladı. Girdikten sonra benim akrabalarım Ankara’daydı. Ankara’ya gidip 1 ay kaldım yanlarında. Sonrasında Gaziantep’teki kampta 7 ay kadar kaldım. Kamp kapanınca Ankara’ya geri dönüp burada çalışmaya başladım.

Geliş sürecinde Türkiye’de size destek sağlayan bir Sivil Toplum Kuruluşu (STK) veya kamu kurumu oldu mu?

Hayır. Amcamın oğlu buradaydı, o bana nasıl gelebileceğim konusunda yardım etti. Onun dışında hiçbir dernek veya kurum bana yardım etmedi bu süreçte.

Şu anda hangi statüde bulunuyorsunuz?

Uluslararası Koruma statüsünde bulunuyorduk ama şu an kaçak durumdayım. Verilen kimliğim 2019 yılında Geri Gönderme Merkezi’ne girdiğimde kapandı.

“Bir sabah beni TEM’e, Terörle Mücadele şubeye götürdüler”

Geri Gönderme Merkezi’ne girmeden önce neler yaptınız?

2019’da Geri Gönderme Merkezi’ne girene kadar 4 yıl boyunca Türkiye’de kimliğim de geldikten sonra çok rahat yaşıyordum, ekmek dükkanım vardı orada çalışıyordum.

Geri Gönderme Merkezi’ne nasıl alındınız?

Bir gün sabah 5-6 gibi evimin kapısı çalındı. Kimsiniz dedim, polis kimliğini gösterdi ve bizimle geliyorsun dediler. Neden diye sorduğumda birkaç soru soracağız sadece dediler, tamam dedim. Beni TEM’e, Terörle Mücadele şubeye götürdüler. Orada ilk önce sakallı fotoğraflı bir adamı gösterdiler, bu sensin dediler. Hayır değilim dedim. Zaten ben böyle sakalsızdım o zaman da bugünkü gibi. Sonra burada neler yaptığımı sordular, ekmekçim olduğunu anlattım. Kaç kardeşsin dediler onu söyledim. Sonra bana Irak İstihbaratı ile çalıştın mı diye sordular, hayır çalışmadım dedim. IŞİD misin bize öyle bilgi geldi dediler. Hayır değilim dedim.

TEM sizi Geri Gönderme Merkezi’ne mi sevk etti?

Sorgudan sonra bana sigara ve çay teklif ettiler. Ben de çay içerim dedim. Sonra bana bir teklif yaptılar: Burada Türkmen DAEŞ’liler ile ilgili bizimle çalış, biz seni hemen bırakırız dediler. Sonrasında da sana kimse bir şey diyemez dediler. Ben ‘benim gibi başka suçsuz milleti buraya mı getireyim, bu nasıl olur’ dedim. Kabul etmedim.

Daha sonra ne oldu?

Ben kabul etmeyince üç gün boyunca beni TEM şubede tuttular, sonra dediler sizin bir suçunuz yok ama Geri Gönderme Merkezi’ne yollayacağız. Onlar bırakırsa gidersiniz dediler.

“Kaçak olduğumuz gerekçesiyle Geri Gönderme Merkezi’ne yolladılar. Uluslararası Koruma Başvuru Sahibi kimliğim elimden alındı”

Gidersiniz derken başka kişiler de mi vardı birlikte sorgulandığınız?

Evet, sorgulanan başka kişiler de vardı. 11 kişi olarak bizi Geri Gönderme Merkezi’ne götürdüler.

Geri Gönderme Merkezi’nde ne oldu?

Oraya gidince bizi uzun bir süre beklettiler. Sonra oradaki görevli bize Türkiye’ye nasıl girdiğimizi sordu. Biz de ‘kaçak girdik, üzerimize bombalar yağıyordu Türkiye’ye kaçtık’ dedik. Sonra ‘siz kaçaksınız’ dediler, ‘buraya imza atacaksınız’ dediler. Sinirlendim, imzayı attım. Sonra oradaki 11 kişiyi Türkiye’deki diğer Geri Gönderme Merkezleri’ne gönderdiler. Ben oradaki 4 kişiyle birlikte Muğla’ya gönderildim. O zaman elimde Uluslararası Koruma Başvuru Sahibi kimliğim de vardı. 

Muğla’daki Geri Gönderme Merkezi’nde ne kadar kaldınız? Neler yaşadınız?

Muğla’daki Geri Gönderme Merkezi’nde üç buçuk ay kaldım. Sonrasında sende bir şey yok diyerek beni bıraktılar. TEM şubenin suçun yok diyerek bırakmasına rağmen 3 ay 15 gün orada kaldığımdan dolayı çok üzüldüm ve sinirlendim.

Sonrasında neler yaşadınız?


Geri Gönderme Merkezi’nden sonra kimliğim kapatıldı. Eve geri döndükten sonra bu süreçte çok zorluk yaşadığımızdan, eşimle tartıştık ve sonrasında boşandık. Onun da kimliği kapatılmıştı, benim başıma gelenler yüzünden. Onlar daha fazla zor duruma düşmesin, olacak olan bana olsun diye eşimi boşadım.

Boşanmadan sonra eşiniz ve çocuklarınız ne yaptılar?

Ben Geri Gönderme Merkezi’ndeyken benim durumumu duyup yardıma gelen bir yüzbaşı vardı, aileme o baktı. Allah razı olsun ondan, hala yardım eder eski eşime ve çocuklarıma. Benim kimliğim geri açılmadı ama eşime geri verdiler onlarla artık aynı adreste olmadığım için. Adresimi oraya aldırsam zaten direkt tekrar onlarınkini de kapatırlar.

“Irak düzelmez. Irak hükümeti Sünni Türkmenleri öldürmek için geri göndertmek istiyor. Bizi orada öldürürler”,

Size şimdiye kadar Türkiye’de herhangi bir STK veya devlet kurumu yardımda bulundu mu?


Hayır, sadece Türkmenevi diye bir yer yardım etti. Onlardan başka arkamızda duran olmadı. 3-4 yıl oldu kestiler, sebebini bilmiyorum.

Yaşadıklarınıza rağmen Türkiye’deki hayatınızdan genel olarak memnun musunuz?


Evet memnunum, kimliğimiz geri verilse hiçbir sıkıntımız da kalmayacak. Türkiye’de rahatça yaşamak, çalışmak istiyoruz. Geri Gönderme Merkezi’ne teröristsiniz siz diyerek alınmak istemiyoruz.

Ne olursa Irak’a dönersiniz?


Irak düzelmez. Orada Sünni Türkmenlerin yaşamasını artık istemezler. Oraya dönsek bize 15-20 yıl hapis cezası verirler hatta idam ederler. Orada can güvenliğimiz olmaz artık. Milli Şia var, Haşdi Şabi-İrani’ler var.

Can güvenliğiniz sağlanırsa döner misiniz?


Belki ama genel olarak ölene kadar Türkiye’de yaşamak isterim. Dönmek istemem ne olursa olsun.

Irak hükümeti neden sizin geri dönmeniz konusunda ısrar ediyor?

Bizi öldürmek için geri göndertmek istiyorlar. Sünni Türkmen olduğumuz için Irak Hükümeti bizim geri dönmemizi bizi öldürebilmek için istiyorlar.

“Türkiye suçluları hapse atsın, Irak’a yollasın. Ama suçsuzlara terörist demesin, kimliklerini açsın, yaşamasına izin versin. Başka bir şey istemiyoruz”

Türkiye yetkililerine buradan ne söylemek istersiniz?


Valla bizim kimliklerimiz çözülsün yeter. Suçsuz yere Türkmenleri şikâyet var diyerek, terör damgası vurarak alıp Geri Gönderme Merkezleri’nde aylarca belki 1 yıl tutuyorlar. Bunu yaparlarken ailem, çoluğum çocuğum ne yapar diye düşünmüyorlar.

Türkiye isterse suçluların hepsini alsın, cezaevine atsın, Irak’a yollasın. Biz buna karşı değiliz ama suçsuz sebepsiz yere neden bunları yaşıyor?

Bizim kimliklerimiz açılsın, geri gönderilmek adı altında cezaevine alınma konumuz çözülsün devletten başka bir şey istemiyoruz.

Verdiğiniz açık ve samimi cevaplarınızdan dolayı çok teşekkür ederiz.

Allah razı olsun, biz de size teşekkür ederiz.

Röportajda yer alan görüşler yalnızca röportaj yapılan kişiye aittir ve KAPDEM’in kurumsal duruşunu, editoryal yaklaşımını veya politik tutumunu yansıtmayabilir.

The views expressed in this interview are solely those of the interviewee and may not reflect the institutional stance, editorial approach, or policy orientation of KAPDEM.

İlgili İçerikler

KAPDEM Dijital

Kamu Politikası, Devlet Yönetimi ve Toplumsal Gelişim Merkezi (KAPDEM), Türkiye’de siyaset bilimi ve kamu yönetimi, kamu politikaları ile ekonomik, sosyal, kültürel ve toplumsal konulardaki temel kamusal, yönetimsel/idari/siyasi kararlara odaklı çalışmalar yapmak, projeler geliştirmek ve yenilikçi ve çözüm odaklı yaklaşımlara katkıda bulunmak üzere kurulmuştur. KAPDEM; tamamen bağımsız, tarafsız ve gönüllülük esasına dayalı olarak kurulmuş bir düşünce kuruluşudur. Herhangi bir siyasi parti, çıkar grubu, baskı grubu veya ulusal/uluslararası/ulus ötesi yapı ile organik bir bağı ya da ilişkisi yoktur. Bağımsız ve tarafsız kalmayı temel kuruluş ilkesi olarak benimsenmiştir.

Aboneliğiniz kaydedilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
Aboneliğiniz başarıyla gerçekleşti.

BÜLTENİMİZE ABONE OLUN

Yayınlarımız, etkinliklerimiz ve 

duyurularımızdan haberdar olmak için 

abone olun

© KAPDEM 2025 | Tüm hakları saklıdır. İçerikler izinsiz olarak ve kaynak gösterilmeden kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve başka mecralarda kullanılamaz.